Tanrısal ifadede tutarsızlık olmaz. Tanrısal olduğu değerlendirilen bir ifadede tutarsızlık varsa, bu ifadenin tanrısal olmadığı aşikardır. Bu değerlendirmenin ışığı altında Kuran’daki bazı ayetleri incelemeye çalışalım.
Enam suresi ayet 59 “Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; başkası onları bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki bir tek dâneyi, yaş ve kuru ne varsa her şeyi bilir. Bütün bunlar, gerçeği tüm netliği ile gösteren apaçık bir kitapta yer almaktadır.”
Tanrının bilgisinin sınırı yoktur. Tanrıya gereği gibi inanan bunu kabul eder.
Bakara suresi ayet 155 “ Ant olsun ki sizleri biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve meyvelerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele!”
İmtihan insanların davranışlarını ve bilgi düzeylerini öğrenmek için yapılır. Her şeyi bilen Tanrının insanları imtihan etmesine ne gerek vardır? Bu iki ayet arasında bir tutarsızlık olduğu görülüyor. Şimdi bu ayetlerin Tanrısal olduğuna nasıl inanacağız? Korku, açlık, mallardan ve canlardan eksikliğin tanrısal bir imtihanın gereği olduğuna inanan bunların giderilmesi için bir çözüm aramaz. Sabreder. Sonunda ödüllendirileceğine inanır. Bu tip bir inancın egemen olduğu toplumun kalkınması, gelişmesi ve refah toplumu olması söz konusu olamaz.
Sebe suresi ayet 36; De ki; Rabbim dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler.
Bu ayete göre insanların zengin veya fakir olması Tanrının taktiridir. Zenginin rızkını açan Tanrıdır. Zenginin nasıl zengin olduğunu araştırmak Tanrının düzenine inanmamaktır. Zengin varlığını gayrimeşru yollardan elde etmiş olsa bile, Tanrının onun rızkını açmış olduğunu kabul etmek gerekir. Bu inanç rüşvet ve yolsuzluğa meşru bir zemin hazırlar. Rüşvet ve yolsuzluğun meşrulaştığı toplumda adalet rafa kalkmıştır. Adaletin olmadığı bir toplum sürünmeye mahkumdur.
Tevbe suresi ayet 51 “De ki: “Allah bizim için ne yazdıysa, başımıza gelecek ancak odur. O bizim Mevlâmız’dır. Mü’minler, yalnızca Allah’a güvenip dayansınlar.”
Başımıza gelecekler Tanrı tarafından belirlenmiştir. İnsanın bunları değiştirme şansı yoktur. İnsan programlanmış bir robottur. Başına gelecekler Tanrı tarafından belirlenmiş ve bunları değiştirme şansı olmayan insanın sorunların çözümünü Tanrıya bırakmasından başka şansı yoktur. Yoksulluğun bir imtihan vesilesi olduğuna, zenginlik ve fakirliğin Tanrının isteğine bağlı olduğuna, kaderinin değişmez şekilde belirlenmiş olduğuna inanlardan oluşan toplumların refah toplumu olma şansı yoktur.
09.Ağustos.2024
Pendik
Emin Varol