Bireylerin toplum düzenini sağlamalarına ve toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmalarına imkan veren, halk egemenliğine dayalı, yönetim biçimine demokrasi denir. Sorunlara en sağlıklı çözüm ortak aklı kullanarak bulunur. Ortak aklın kullanılması ancak demokrasiyle olur. Bireyler sivil toplum kuruluşları aracılığıyla toplumsal sorunların çözülmesine katkı sağlar. Demokrasinin uygulanabilmesi için bireylerin toplumsal soruların çözülmesinde kendilerinin sorumlu olduğu bilincinde olması gerekir. Ülkede olan olayları gazetelerde roman okur gibi veya televizyonlarda filim seyreder gibi değerlendirmemeleri gerekir. Olumsuzlukların tekrarlanmaması için "Bana ne görev düşer?" sorusunu kendisine sormalıdır. Gereğini yapmak için örgütlenmek olmazsa olmazdır. Finlandiya'nın nüfusu 5,5 milyondur ama sivil tolum kuruluşlarının üye sayası 25 milyondur. Halkın katkı sunmadığı hiçbir çözüm sağlıklı ve kesin olmaz. Halk ülkeye sahip çıkmalıdır. Sorunların çözülebilmesi için herkesin elini taşın altına sokması gerekir. Örneğin; birey trafik kurallarına uymak ve uymayanların uymalarını sağlamak için sorumlu olduğu bilincinde olmalıdır.
Siyasiler, arkalarında halkın desteği olmadıkça hiçbir sorunu sağlıklı çözüme kavuşturamayacakları gerçeğini halka anlatmak zorundadır. Halkı ülke sorunlarının çözülmesinde sorumlu oldukları bilincine ulaştırmaları gerekir. Siyasiler, ülke sorunlarının çözülebilmesi için gerekirse bireylerin özveride bulunmaları gerçeğini halka anlatmalıdır. Bizde yapılan bunun tam tersidir. Siyasiler seçim zamanında seçmenlere oyunu bana ver gerisine karışma, sen başımın tacısın diyerek halk dalkavuklu yaparlar. Seçmende şöyle bir algı oluşur; ben sadece oyumu kullanırım, sonrada yan gelip yatarım. Bütün sorunları seçtiklerim halletmek zorundadır. Benim sorunların çözümünde sorumluluk taşıma yükümlülüğüm yoktur. Sorunlar çözülmeyince, parmağınla seçilmişleri gösterip, çözseydiler der.
Siyasiler oy alabilmek için halka dalkavukluk yapmaktan hiç geri kalmazlar. Halbuki bu yapılan ne akıllı bir davranıştır, nede etiktir. Oy almak için halkı aldatmaktır, ahlaksızlıktır. Ne yazık ki, halk bu aldatmaya alkış tutmaktadır. Halbuki siyasiler halkı kandırıp oy almak yerine, halka gerçeği anlatsalar, sorunları aşmak için halktan bekledikleri özveriyi açıklasalar, halkta ne gibi güçlüklerle karşılaşacağını bilse, hem sorunların aşılmasında kolaylık sağlanmış olur, hem de demokrasinin gereği olan, halkın sorunların çözülmesine katkı sağlaması gerçekleştirilmiş olur. Sorunların çözülmesinde halkın katkısı olmadığı sürece çözüme ulaşılmayacağı gerçeğini halka anlatmak gerekir. Halkın ülkeye sahip çıkmasını sağlamak gerekir. Bu aynı zamanda demokrasinin olmazsa olmazıdır. Sorunların çözülebilmesi için gerektiği zaman ve gerektiği kadar özveride bulunmaya halk rıza göstermelidir. Devleti yağmalamak alışkanlığının bedelini hem yağmalayan kuşak hem de gelecek kuşaklar çok ağır öder. Siyasilerin halk dalkavukluğunu bırakıp halka gerçekleri anlatmaları geleceğin güvencesi olacaktır.
05.Nisan.2023
Pendik
Emin Varol