• BIST 9079.84
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 18 °C
  • Ankara 7 °C

Çözüm

Emin Varol

 

 

Türk sadece bir ırkın adı değildir. Türkiye toprakları üstünde yaşayan insanlarla birlikte yaşama iradesini gösteren, aynı kaderi paylaşan ve geleceği birlikte inşa etmek isteyen herkes Türk’tür. Amaç birliği insanlar arasındaki bağları güçlendirir. Aynı amacı taşıyan insanlar arasındaki bağlarla, farklı amaçta olanların bağları aynı güçte olamaz. Geleceği birlikte inşa amacında olanların birlikteliği, Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütünlüğünün güvencesidir. Ulusal devletin temelini, bu ulusal bilinç oluşturur. Bu bilinci toplumda egemen kılmak gerekir. Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, sendikalar, barolar bunun için elini taşın altına sokmalıdır. Eğitim politikasının bu amaca hizmet edecek şekilde yapılandırılması gerekir.

Türk’üm diyenin Türk ırkından olduğunu kast etmiş olmasının ne tarihsel nede bilimsel bir dayanağı vardır. Bu topraklar üstünde seksen beş milyon insan yaşıyor. Bunların ne kadarı Türk ırkındandır? Binlerce yıl evvel Orta Asya’dan çıkanlar, gittikleri yerlerdeki insanlarla karışmışlar, kültürlerinden etkilenmişler, aile kurmuşlar ve yeni bir nesil oluşturmuşlardır. Bu ülkede, bu sürecin dışında kalmış insan sayısı yok denecek kadar azdır. Bu topraklarda yaşayan bir insanın “Türk’üm” demekle, Türk ırkına mensup olduğunu kast etmiş olmasının hiçbir anlamı yoktur. Türk’üm demek, bu topraklarda yaşayan insanlarla birlikte yaşayacağım, onlarla birlikte ağlayıp güleceğim, geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz, anlamına gelir.

Bu çatı kimliğidir. Birlikte yaşamak bu çatı kimliğinin egemenliğine bağlıdır. Soy ve inanç kimlikleri alt kimliklerdir ve bunlar bugünkü dünyada değerini büyük ölçüde kaybetmiştir. Toplumsal sorunların çözümü toplumun birliğinden geçer. Amaç birliği toplum birliğinin temelini oluşturur. Onun için amaç birliğinin bütün ulusu kaplayacak şekilde yaygınlaştırılması gerekir. Ne mutlu Türk olana değil, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” Türklük bilincinin veciz bir ifadesidir. Bu bilinci gereği gibi yaygınlaştıramadığımız için başımıza bir terör belası açıldı. Ayrılıkçı terörü yok etmenin yolu bu bilinci yaygınlaştırmaktan geçer.

Ayrılıkçı terör belasından kurtulmak için, siyasi arenada miadı doldurmuş bir siyasi, bebek katili, ömür boyu hapisse mahkum olmuş birisinden medet ummaktadır. Kırk yıldır bu devleti yönetenler basiretsizliklerinin ve liyakatsizliklerinin sonucu üretmiş oldukları politikayla bu sorunu çözemediler. Şimdide sorunun çözümü için bir katilden medet umuyorlar. Devleti bu kadar aciz konuma getirenlerin hala işbaşında olmaları büyük bir talihsizliktir. Bir katilden medet umulması devleti yönetenlerin acizliğinin itirafıdır. Bunlar devleti yönetmiyor, devleti savuruyor. Yaptıkları her girişim terörü bitireceği yerde daha da güçlendirmiştir. Açılım süreci tam bir fiyasko olmuştur. Bunlara iki kaz versen birini kaybeder de gelirler. Bunlardan bir an evvel kurtulmanın yolu bulunmalıdır.

                                                                                                                      17.Kasım.2024    

                                                                                                                             Pendik

                                                                                                                         Emin Varol

     

Bu yazı toplam 200 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.