• BIST 9380.95
  • Altın 3957.954
  • Dolar 37.9013
  • Euro 42.9351
  • İstanbul 3 °C
  • Ankara -1 °C

BEN BİLİMİ

SİBEL ÇEÇEN


İnsanı fiziksel,ruhsal,duygusal boyutları ile bütüncül olarak ele alan yeni bir kavram.Aklımdan uzun zamandır geçen bir kavramın bugün karşma çıkması ve benim gibi düşünen birilerinin de olduğu gerçeği ile yüzleşmek. Tabi ki tevafuk, tesadüf olamaz.Olması gereken zamanda karşımıza çıkan herşey gibi...
Kendimizi işaret etmek olarak kullandığımız  BEN kavramını ufak ufak parçalara bölerek, derinlemesine incelemek adına keşfedilen bir yöntem aslında. En çok sevdiğim spiritüel konular...
İnsanın fiziksel özelliklerini inceledikçe ne kadar büyük bir yaşam mekanizması olduğu gerçeği her birimizi hayrete düşürmüştür eminim ki. Yaşadığımız sisteme ile entegrasyonumuz ve uyumumuz, DNA dizilimimize ait kodlarımız ve belki de bir çok bilmediğimiz ama keşfedilmeyi bekleyen fiziksel ve kimyasal durumlarımız. Ama benim en çok ilgimi çeken spiritüel boyutumuz. Önce spiritüelizm kavramını tanıyalım.
Spiritüalizm anlamı bazı yerlerde ruhçuluk, ruhaniyet, ruhani oluş olarak geçer. Materyalizm'in (maddecilik) karşıt anlamı olarak verildiği yerler de vardır. Spiritüalizm büyük dinlerde de yer yer geçmektedir. Bu bağlamda tinselcilik; takva tanrıya giden bir yol olarak da ele alınabilir.(Kaynak Wikipedia). 
Ben Bilimi; insanı her yönüyle ele almak,varoluş sebebini anlayabilmek,ruh uyanışı ve kendini bulmak gibi hayata geliş sebebimizi sorgulayacak yöntemler ile yaradana ulaşmak için kullanılabilecek bir farkındalık bilimi olarak görülebilir fikrimce.
Zira bu manevi yolculuk ve kendini bulmak ile ilgili en bilinen söz Ebû Saîd el-Harrâz tarafından yüzyıllar önce söylenmiş ve yaradanı bulma ile ilişkilendirilerek zamanla hadis olarak akıllara kazanmıştır. 

Bknz: Ebû Saîd el-Harrâz'ın, “Nefsinde olanı bilmeyen rabbini nasıl bilebilir” sözü (Sülemî, s. 231) daha sonra, “Nefsini bilen rabbini bilir” şeklinde tasavvufî bir vecizeye dönüşmüş ve zamanla hadis olarak literatüre geçmiştir (Aclûnî, II, 262).

Akıl boyutunda anlamlandırmaya çalıştığımızda ise ; kendimizi bulmak öyle bir anda oluşabilecek bir durum değil. İnsan kendini ancak kendini kaybetme döneminde bulmaya başladığında farkediyor.Çünkü bir boşluk yada hiçlik durumu kendi ile buluşmasına vesile oluyor. Acı ile buluşmayan bir insanın kendini bulma çabasına girme arzusu oluşmayacaktır. Çünkü yaşadığımız dönemde ne yazık ki materyalist bir düşüncenin esirinde adeta sarhoş olmuşcasına amaçsızca yaşam döngümüzü sürdürüyoruz.Ne mutlu ki uyananlar ve uyanışa geçenler birbirini mıknatıs gibi çekerek etki alanı oluşturup farkındalık yaratıyor. Günümüz teknolojisinin de bu konuda ki pozitif etkisini es geçmeyeceğim. Bir diğer konu da metafizik. İnsanın bu metafizik ile kopmayan ve de görünmeyen bağı. Fiziksel kuralları alt üst eden ve hala tartışmalara konu olan metafizik ve metafiziksel olaylar ne kadar ciddiye alınıyor acaba. Zihnimizde imgeledigimiz her durum ve olayı gerçekleştirme potansiyelimiz olduğunu da biliyormuyuz peki? Beynimizin yaratım gücünü kullanabilseydik neler yapardık acaba? Bununla ilgili  Muhyiddin İbnü'l Arabi'nin kitaplarına da göz atmanın faydası olacaktır. Geçmiş zamanın ilim ve bilim insanlarının tayy-ı mekan ile ilgili araştırmaları da heyecan verici. Astronomi ve modern çağda çok fazla merak edilen astroloji bu ilim ve bilim insanlarının çalışmaları ile şekilleniyor aslında. Matematik, fizik ve metafizik üçlüsü ilim ve bilimin iç içe olduğu gerçeğini göz önüne seriyor. Konuyu iyice dağıtmadan son bir cümle ile kapatmak istiyorum. 
İnsan kendini ancak ;  kendini kaybetme döneminde bulmaya başladığında farkediyor... BEN dediği ile buluşuyor...
Sevgiyle
Sibel ÇEÇEN YAVAŞ

Bu yazı toplam 48 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.