Barış, genelde, bir savaşın sonlandırılmasıdır. Ülkenin gündemine bir barış süreci yerleştirdiler. Kürtlerle Türklerin barışmasından bahsediliyor. Kürtlerle Türklerin arasında bir savaş mı vardı? Barıştan söz etmek bir savaşın varlığını kabul etmektir. Kürtlerle Türklerin arasında bir savaş söz konusu değilken bu barış sözü neden gündeme getiriliyor? Ülkede yaşanan sorun bir Kürt sorunu değil, bir terör sorunudur. Terörle mücadeleyi bir savaş olarak kabul etmek teröristleri savaşın bir tarafı kabul etmektir. Bu teröristleri terörist olmaktan çıkarıp savaştı konumuna getirir. Teröristler terörist olmaktan çıkıp özgürlük savaşçısı konumuna gelir. Bu teröristlere, geniş ölçüde, dünya kamuoyu desteği sağlar.
Terör belasından kurtulmak için yapılan çalışmaları barış girişimi olarak değerlendirmek teröristlerin ekmeğine yağ sürmektir. Terör belasını ortadan kaldıracağız derken teröristlere destek sağlamak çok yanlış olur. Yapılan girişimlerin bir barış girişimi olarak değil, teröristleri etkisiz hale getirip, terör belasından kurtuluş girişimi olarak, değerlendirmek doğru olur. Ülkede Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Sorun bir terör sorunudur. Bu ülkede yaşayanlar, bir arada yaşama, aynı yazgıyı paylaşma ve geleceği beraber inşa etme iradesini gösterme bilincindedir. Bu bilinçte olmayanların eğitilmesi gerekir. Bu bilinç ülkenin bölünmez bütünlüğünün güvencesidir. Ülkede demokrasi ve terör sorunu vardır. Demokrasi sorununun çözümü terör sorununun da çözümü olacaktır. Terör sorununu Kürt sorunu olarak tanımlamak emperyalistlerin icadıdır. Amaç Türkiye’nin bu sorunla boğuşarak enerjisini boşa harcamasını sağlamak ve kalkınma hamlesini gerçekleştirmesini engellemektir. Birkaç gün evvel İngiltere Parlamento binasında yapılan ve Osman Baydemir denen Kürtçünün de katıldığı toplantı emperyalistlerin terör sorununa gösterdikleri ilgiyi gösterir. Emperyalist projeleri bu topraklarda hayata geçirmeye çalışmak bu millete ihanettir.
Ülkeyi terör sorunundan arındırmak için yapılan çalışmalar kapalı kapılar ardından sürdürülüyor. Bu sorunun çözümü için devlet İmralı’dan medet umacak kadar aciz bir duruma düşmüş görünüyor. İmralı heyetinin siyasi partilerle ne konuştuğu, İmralı’daki caninin ne mesajlar verdiği kamuoyundan gizli.
AKP’li Cumhurbaşkanı mecliste yapmış olduğu gurup toplantısında “ilgili arkadaşlara bölücü örgütün lağvedilmesini sağlayacak çalışmaların yürütülmesi talimatı verdik” dedi. Yani bugüne kadar bölücü örgütün lağvedilmesi sağlayacak çalışmalar yürütülmemiş. Bu nasıl bir sorumsuzluktur? AKP’li Cumhurbaşkanının tutumunu değerlendirdiğimiz zaman amacının terörü bitirmekten ziyade DEM partisinin desteğini sağlayarak yeni bir anayasa yapmak ve tekrar cumhurbaşkanı seçilmesini sağlamak olduğunu görüyoruz. Muhalefete düşen görev bu oyunu bozmaktır.
16.Ocak.2025
Pendik
Emin Varol
