AYM aldığı kararla birçok haberin sansürlenmesine, yayından kaldırılmasına neden olan kanun maddesinin basın özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi, TBMM'den yeni düzenleme istedi.
Anayasa Mahkemesi kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle haberlere getirilen engelleme kararlarına itiraz konusunda çeşitli basın kuruluşları ve gazetecilerin itiraz başvurularını birleştirerek aldığı kararda, ilgili kanun maddesindeki muğlaklığın bir an önce düzeltilmesi gerektiğini, mevcut haliyle basın özgürlüğüne engel oluşturduğunu tespit etti. Mahkeme, aldığı kararı gerekli kanuni düzenlemenin yapılması için TBMM'ye göndermeye karar verdi.
"Eldeki başvuruda ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetenin internet sitesi ile bazı internet haber sitelerinde yer alan 129 habere erişimin engellenmesi yoluyla ifade ve basın özgürlüklerine yönelik bir müdahalede bulunulmuştur" denilen kararda bu müdahalenin yasal dayanağının 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi olduğu belirtildi.
Karada yer alan değerlendirmede 9. maddenin basın özgürlüğünü ihlal ettiğine yönelik şu ifadelere yer verildi:
"9. madde kişilik haklarına yapılan saldırılara karşı internet içeriğinin sınırlandırılmasına yönelik kademeli bir müdahale yöntemi sunmak yerine saldırının niteliğinden/boyutundan bağımsız olarak her türlü saldırının önlenmesinde erişimin engellenmesi usulünü tek müdahale aracı olarak belirlemiştir.
Her ne kadar dokuzuncu maddenin dört numaralı fıkrası ile bu yolun yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile sınırlı olarak kullanılabileceği, zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyeceği belirtilmiş olsa da bu kural tek başına ifade özgürlüğüne yapılabilecek keyfi ve orantısız müdahaleleri önlemeye elverişli değildir.
Kısıtlamanın belirli bir içeriğe ilişkin olduğu ve sınırlı etkileri bulunduğu iddia edilse bile internet ortamında bulunan bir içeriğe erişimin engellenmesi, o içeriğin belirli bir ülke sınırları içinden ulaşılmasına kararın verildiği tarihten itibaren süresiz olarak engel olduğunda ağır bir müdahale aracıdır ve internet ortamında bulunan zararlı içeriklerle diğer başka usullerle mücadele edilebildiği sürece başvurulmaması gereken bir yöntemdir.
Dolayısıyla mevcut haliyle dokuzuncu madde kamusal makamların takdir yetkisini daraltarak keyfi davranışların önüne geçebilmek için yargılama hukukunun usule ilişkin güvencelerinin yanında demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve orantılı karar verilmesini sağlayacak güvenceleri de içermemektedir."
Gerekli düzenleme için kararı TBMM'ye yollayacak
AYM yapısal sorunun çözümü için yasal düzenleme yapılması gerektiğini tespit ettiği kararı TBMM'ye yollamaya da karar verdi.
"Doğa Kolejleriyle ilgili şikayetler artıyor: Hem emekçilerin parası ödenmiyor hem velilerin!" başlıklı haberi engellendiği için AYM'ye başvuruda bulunan soL Haber'in avukatı Özge Demir, AYM kararının çok önemli olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Karar oldukça önemli ve aslında artık otomatikman alınan erişimin engellenmesi uygulamasına durdurmaya çalışıyor. Öncelikle erişime engellemenin hemen alınmasının basın özgürlüğüne aykırı bir uygulama olduğunu, ilk bakışta bir ihlalin olup olmadığına yönelik değerlendirme yapılmadığını, erişim engelleme kararına karşı yapılan itirazların etkili olmadığını, itirazın reddi kararlarının gerekçe içermediğini ve erişime engellemenin süresiz olmasının basın ve ifade özgürlüğünü genel olarak ihlal ettiğini belirtiyor. Sonrasında ise 132 ve 137. paragraflarda AYM, erişim engelleme kararları ile ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün sistematik olarak ihlal edilmesinin nedeninin Kanun'un yapısı olduğunu vurguluyor. Kanun'un değiştirilmesi önerisinde bulunuyor."
Kararın 137. maddesi şu şekilde:
Kaynak/ Sol Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.