Sıra dışı akademik yazılarıyla toplumda Psikiyatri alanında danışan ile terapist arasında ince bir çizginin etik dışı kuralların geçerliliği nedeniyle terapinin insan bedeni üzerinde uyguladığı sancılı aşk sürecini ele alan Avukat Yazar Serra Taşköprü yeni çıkan ''Sessiz Aşk Terapisi'' üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu. Taşköprü ''Sessiz Aşk Terapisi'' adlı kitabında okurlarına sorgulayıcı yaklaşım yanı sıra,aşkın yüceliği ile birlikte sessizliği üzerine de çarpıcı bir analiz sunuyor.
Avukat Yazar Serra Taşköprü; ''Sessiz Aşk Terapisi'' kitabında İlginç bir terapi ve iletişim hikayesini okura aktararak ''Hiçbir terapi bu kadar acı verici olmamıştı. Terapist sessiz âşık mı yoksa sessiz şiddet uygulayan biri mi danışan ise gerçekten âşık mı yoksa saplantılı bir hasta mı? diye soruyor...
Özgür İstanbul Gazetesi; Sessiz Aşk Kitabının ana hikayesi nasıl oluştu?
Av. Serra Taşköprü; Sessiz Aşk Terapisi adlı kitabımın hikâyesi, iletişimde olduğum âşık olduğum kişinin birden iletişimi tamamen kesmek istemesi ve beni her yerden engellemesiyle başladı. Tarafıma yalan söylenerek ve bariz mantıklı bir neden ileri sürülmeden Ghosting uygulanarak âşık olduğum insanın ortadan kayboluşu neticesinde O'na aşkımı ve sevgimi dile getirdiğim köşe yazılarını da katarak kitabı hazırlamaya başladım. Bu hususta editörlerimden Suat Hayri Küçük'ün yardımı yadsınamaz bir gerçek oldu. Çok kısa sürede kitap hazırlanmış oldu. Yıllardır aklımın ucunda olan ve hayata geçirmeyi çok da düşünmediğim eseri âşık olduğum adamın ortadan kayboluşu sayesinde hayata geçirmiş oldum. Kendisine minnettarım. Her şerde bir hayır vardır cümlesine en güzel örnek ve aşkın bir noktada da kanunu oldu Sessiz Aşk Terapisi.
Özgür İstanbul Gazetesi; Aşk kavramı sizin için ne ifade ediyor?
Av. Serra Taşköprü; Aşk kavramı benim için ilk olarak eşittir O demek yani âşık olduğum adamın ta kendisi. Aşk körlük değildir. Aşk, hayranlık ve bu yönde daimi yüceltme de değildir. Aşk, âşık olduğunuz kişiyle tamamlandığınızı hissetmektir, karşımızdakinin bize göre eksiklerini, bize göre yanlışlarını, suçlarını ve hatta günahlarını tamamen olduğu gibi yani O'nun varoluşunu sevmektir. Sevgiden farkı ise heyecan ve utanma duygusunun da oluşudur. Şöyle ki ben olumlu bir heyecan ve olumlu bir utanma duygusunun da varlığını sürdürdüğünü düşünüyorum. İşte sevgiden de farkı budur bana göre. Heyecanlı, şaşkın ve utangaç olursunuz. Öfke de olur aşkın içinde ancak şiddete dönüşmesine izin vermemek gerekir ki öfke şiddete yol açacak bir duygu değildir her zaman o yüzden öfkeyi doğru şekilde yansıtmak ve olumluya evermek gerekir. İşte bu noktada sevgi işin içine girer. Aşk ve sevgi muhteşem ikilidir bana göre ve cansız değil canlı tüm varlıkları aşk ve sevgi ile kucaklayalım derim.
Özgür İstanbul Gazetesi; Ağırlıklı olarak psikiyatriye vurgu yapan akademik tarzda kitap yazma nedenleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Av. Serra Taşköprü; Üçüncü kitabım olan Sessiz Aşk Terapisi acılı ve bu yüzden de sancılı bir sürecin yani bir aşk terapisinin varlığından güç almaktadır ve narsistçe olacak belki ancak yıllar sonra kadri kıymeti bilinebilecek bir başyapıt. Başyapıt olması gerçekten de bu hususta ilk ve özgün eser olması ve liderlik ruhu taşımasıdır.
Özgür İstanbul Gazetesi; Sessiz aşk tehlikelimi dir?
Av. Serra Taşköprü; Sessiz Aşk, dozunda olduğu takdirde faydalı olsa da tat kaçtığında iki tarafı da yani sessiz olanı da sessizliğe maruz kalanı da iki yönlü tehlikeye sokabilen bir duruma gelebilir. Çünkü sessizliğin yararlı olduğu kadar uzun süreli oluşu ve birden bire gerçekleşmesi hem sessiz şiddet kavramının hayat bulmasına sebebiyet verebilecek bir tür psikolojik yani duygusal şiddet vs. ve maruz kalanınsa sesli şiddet uygulamasına neden olabilecektir. Hatta daha da ileri boyuta taşınan durumlar, başkaca şiddet türleri de vuku bulabilir.
Özgür İstanbul Gazetesi; Psikiyatrist ile danışan arasında en büyük risk nedir?
Av. Serra Taşköprü; Psikiyatrist ile hasta veya danışan arasında aşkın varlığı en büyük engeldir terapi ve/veya ilaçla tedavi süreci için. İlla arada aşk olması gerekmez. Sadece hastanın/danışanın veya psikiyatristin âşık olması iletişimin tamamen ve hemen kesilmesi gerektiğine işarettir. Etik kurallar ve etik kuralların ötesinde aşkın doğası bu şekilde terapi ve/veya ilaçla tedavi sürecinin devam edemeyeceğini, ederse tehlikeli ve acılı olacağını ortaya koyar. Psikiyatrist açısından psikiyatristin istismar ettiği öyle olmasa bile algısı ortaya çıkmış olacaktır. Bence arada aşk varsa aşk, etik kurallar ötesinde kutsal olup terapi ve/veya ilaçla tedavi sürecine son verilip belli bir süre sonra aşkın yaşanması. O zaman bu psikiyatristin hastasını/danışanını istismar etmesi değil karşılıklı olarak aşk yaşamak olacaktır.
Özgür İstanbul Gazetesi; Aşkin olumsuzluğu hakkında neler söylemek istersiniz?
Av. Serra Taşköprü ; Aşkın olumsuzluğu, sevgiden yoksunsa ve aşktan kaynaklanan kıskançlık gibi nedenlerle oluşan öfke duygusunun şiddete evrilmesi önlenemezse söz konusu olur. Aşk, acının da varolduğu bir kavramdır. Bu yüzden de canı yanan, can yanmasına son vermek için kendine ya da karşısındakine zarar verme eğilimine bazen sahip olsa da bunun önüne anca aşka, sevgi kavramını ekleyerek ve üreterek geçilebilir.
Özgür İstanbul Gazetesi; Her psikiyatriye giden gerçek hastamı dır?
Av. Serra Taşköprü; Her psikiyatriye başvuran hasta değildir. Şöyle ki psikiyatristler de süpervizyon denen bir hususta bir psikiyatriste başvurur yani danışır. Her başvuran hastadır demek bu açıdan doğru bir tespit olmayacaktır. Psikiyatristler eğitim ve öğrenim mağdurudurlar. Onlara bir çerçeve çizmeleri yani bir teşhiste bulunup tanı koymaları öğretilir. Ayrıca kesinlikle kendilerine başvuranlarla empati kurmamaları gerektiği de iyice aşılanır. Etik kurallar hastayı/danışanı koruyormuş gibi görünse de çoğunlukla psikiyatristlerin kendilerini fazlaca yüceltmelerine ve başvuranlarla gerçekten de empati kuramamalarına, onları bir cerrah nasıl ki sedyedeki insanı onu kesebilmek için bir et yığını olarak görmek zorundaysa psikiyatristlerin de vaka olarak değerlendirip anlayamamalarına neden olmaktadır. Ruh sağlığı yasasından önce bu sorunların çözülmesi için eğitim ve öğrenim sistemi ile zihniyetin değişmesi gerekmektedir. Bir Jodie Foster filmi olan Nell ve Bir Başkadır dizisi psikiyatriye olumsuz eleştirel başyapıtlardır ve herkesin izlemesi tarafımca tavsiye edilmektedir.
Özgür İstanbul Gazetesi; Sesiz Aşk Terapisi adlı kitabınızda aşkın yüceliği ele alınarak işlenmiş bunun ana sebebi nedir?
Av. Yazar Serra Taşköprü; Aşkın yüceliğinin ve sevginin gücünün bir "hasta" üzerindeki tedavi edici en önemli unsur oluşu ile psikiyatristine âşık "hasta" denen bir insanın, psikiyatristi tarafından sürüklendiği kaotik aşk terapisinin neticesinde kendine sahip çıkışı ve bağımsızlığını ilan edişi ve bunu yaparken de koşulsuz sevmeyi; acılar içinde, sancılar çekerek tek başına öğrenişi aktarılmaktadır. "Normal" olanın "anormal" olana zulmü ve bunu farkedemeyişi ile "anormal" olanın "normal" olana gerçek empati ve gerçek sevgiyi öğretme yoğun arzusu eserin varoluş amacıdır.
Sessiz Aşk Terapisi kime ithafen yazıldı?
Av Yazar Serra Taşköprü; Sessiz Aşk Terapisi adlı kitabım başta Psikiyatrist Prof. Dr. Kaan Kora olmak üzere diğer tüm psikiyatristlerle kendim dahil tüm "hastalara" adanmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.