Haksızlık karşısında susan haksızlığa ortak sayılır. Ömürleri ülkesine hizmetle geçmiş, 80 yaşını aşmış, emekli generallerin, kumpas yargılamalar sonucunda, tutuklanmaları ne insanlığa sığar nede vicdana. 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkan Refah Partisinin Doğru Yol partisiyle, Necmettin Erbakan başkanlığında, kurduğu koalisyon hükümetinin iş başına gelmesiyle, irtica büyük ivme kazandı ve ülkenin bir numaralı güvenlik sorunu haline geldi. Erbakan başbakanlık konutunda, ülkede ne kadar şeyh, sakallı şalvarlı yobaz varsa hepsine kutlama ziyafeti verdi. Sincan Belediyesi tarafından düzenlenen Kudüs gecesinde irtica adeta kutsandı. Tarikat ve cemaatler şeriat istediklerini açıkça beyan etmeye başladı. Kısacası ülkenin karanlığa gidişi ivme kazandı. 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında, bu gidişe dur demek amacıyla, 18 adet tavsiye kararı alındı.
Bunlar; "laiklik ilkesi özenle korunması," " tarikat okullarının Milli Eğitim Bakanlığına devir edilmesi," "8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesi," "Kuran Kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından denetlenmesi," "milli eğitim kurumlarının ihtiyaç düzeyinde tutulması," "dini tesislerin siyasi istismar konusu yapılmaması," "toplumun demokratik, siyasi ve sosyal, hukuk düzeninin zedelenmemesi," "TSK'yi din düşmanı gibi gösteren yayınların kontrol altına alınması," "TSK'den ihraç edilenlerin kamu kurumlarına alınmaması," "üniversite, eğitim kurumları ve yargıya dinci kesimden sızmaların önlenmesi," "aşırı dinci kesimlerin mezhep ayrılıklarını körüklemelerinin önlenmesi," "yasalara aykırı olayları sergileyenler hakkındaki yasal ve idari işlemlerin kısa zamanda sonuçlandırılması," "kıyafetle ilgili kanunun kamu kuruluşlarında titizlikle uygulanması," "silah ruhsatlarına kısıtlama getirilmesi" "kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplatılmaması," "yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumaların kaldırılması," "ülke sorunlarının çözümünün 'Millet kavramı yerine ümmet kavramı' bazında ele alınmasının önlenmesi," "Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki kanunun istismar edilmemesi," şeklinde özetlenebilir.
Bu kararların bir kısmı Başbakan Erbakan tarafından da sonradan onaylandı. Koalisyon protokolü gereği Erbakan, 28 Şubattan takriben 4 ay sonra istifa etti. Karanlığa gidişi önlemek amacıyla alınan MGK kararları, ülkeyi karanlığa götüren kafalar tarafından darbe olarak değerlendirildi. Bunun nesi darbe. Asker mi yönetime el koydu? Siyasi partiler mi kapatıldı? Meclis mi fes edildi? Anayasa mı askıya alındı? Bütün yurtta sıkı yönetim mi ilan edildi?
Bu dava bir darbe davası değil bu dava bir intikam alma davasıdır. Devletin gücünü eline geçirenler bu gücü adaletsizlik üretmek ve hakkı çiğnemek için kullanıyorlar. Bu haksızlığa seyirci kalmamalıyız. Bu zulümdür. Zulme dur demek her yurttaşın insanlık görevidir. Ülkeyi karanlığa sürükleyenler, ne yazık ki, iktidardadır. Ülkenin içine sürüklenmiş olduğu bu kaotik ortamdan kurtulması için sandığın bir an evvel milletin önüne konulması gerekir. Bu karanlığa gidişi durdurmak ve geleceğin Türkiye'sini kurmak zamanı gelmiştir. Samsun'a yeniden çıkmalıyız.
21.Ağustos,2021
Çınarlı
Emin Varol