• BIST 9350.43
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 9 °C
  • Ankara 9 °C

100.Yıl

Emin Varol

 

 

Bugün TBMM'nin açılışının yüzüncü yıldönümü. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı altında kutlanıyor. Ulusal egemenliğe giden yol Erzurum Kongresiyle başlamış, Sivas Kongresiyle devam etmiş ve TBMM'nin açılışıyla yeni bir aşamaya gelmiştir. Ulusal egemenlik ülkeyi düşman işgalinden kurtarmakla birlikte "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" ilkesini gerçekleştirmektir. O günün koşullarında bunu başarmak bir mucize kadar zordu. Çünkü başlatılan bu "Ulusal Egemenlik" hareketini karşısında olanlar, hareketi başlatanlardan ölçüsüz derecede daha fazla güç ve olanak sahibiydi. Hareketin karşısında olanlar, Osmanlı Hükümeti, Padişah ve İşgal Kuvvetleriydi. Mücadele savaş meydanlarında sadece düşmana karşı değil, Osmanlı Hükümeti ve Padişaha karşı bütün yurtta verilecekti. Nitekim iç isyanlar işin başında düşmandan daha fazla TBMM'ni uğraştırmıştır. Osmanlı Hükümeti ve Padişah

Mustafa Kemal ve arkadaşlarını hain ilan etmiş, idam cezasıyla cezalandırmağa kalkmıştı. Bir tarafta, İşgal Kuvvetlerinin desteğini alan, devletin bütün gücünü elinde bulunduran Osmanlı Hükümeti ve Padişah, diğer tarafta, 10 yıla yakın bir zaman sürekli savaşlarda bütün maddi olanaklarını kaybetmiş, salgın hastalıklardan kurtulamamış, yoksul bitmiş bir milletin temsilcilerinin oluşturduğu TBMM. Mustafa Kemal gibi bir dahinin riyasetinde olan bu Meclis bu zor koşullar altında düzenli bir ordu kuracak, zamanın en güçlü askeri desteğini alanları savaş alanlarında dize getirecek ve bu toprakların düşman çizmesiyle çiğnenmesini önleyecektir. Bu askeri zaferler kadar önemli olan devrimleri yine bu Meclis gerçekleştirecek ve "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" ilkesini hayata geçirecektir. Askeri zaferler asıl büyük zafer olan, egemenliğin saraydan alınıp millete verilmesine zemin hazırlamıştır. Ulusal Egemenlik "Hakimiyet Kayıtsız şartsız milletindir" ilkesinin adıdır. Bu Cumhuriyet demektir. Cumhuriyet, bu bakımdan, 23 Nisan 1920 de doğmuş, adı 29 Ekim 1923 de konmuştur. Ulusal egemenlik akıl almaz özverilerle tesis edilmiştir. Ulusal egemenliğin doğal neticesi ortak aklı kullanma olasılığıdır. Sorunlara sağlıklı çözüm ancak ortak akılla bulunur. Barıştan sonra yapılan atılımlar bu ortak akılın ürünü olmuştur. Askeri zaferler ekonomik zaferlerle taçlandırılarak bağımsızlık pekiştirilmiş aydınlanma devrimi gerçekleştirilmiştir.

Ancak "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi 17 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen anayasa referandumu ile ortadan kaldırılmıştır. Bu referandumla "Ulusal Egemenliğe" son verilmiştir. Ulusal Egemenlik hareketiyle, saraydan alınıp millete verilen egemenlik hakkı, bu referandumla, tekrar milletten alınıp saraya verilmiştir. Hakimiyet kayıtsız şartsız milletin değildir. Şimdi hangi "Ulusal Egemenlik" bayramını kutluyoruz. Ulusal Egemenlik 23 Nisan1920'den 17 Nisan 2017'ye kadar devam etmiştir. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ifadesinin "Ulusal Egemenlik" kısmı artık bir şey ifade etmiyor. Kendi kendimizi kandırmanın da bir anlamı yok. Tek Adam rejimine geçtiğimizden bu yana gelişen olaylar Ulusal Egemenliği tekrar tesis etmemizi zorunlu hale getirmiştir. Ülkenin geleceğini ipotek altına almaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Buruk bir bayram kutlamak hoş değil.

 

 

                                                                                                                      23.Nisan.2020

                                                                                                                            Çınarlı

Bu yazı toplam 1680 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.